Mirasta Denkleştirme (Geri Verme)
Günümüzde mirasçılar arasında, miras bırakan tarafından, kendilerine intikal eden taşınır ve taşınmaz malların paylaşımı konusu, önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Miras bırakanın hayatta iken ailesine, yakınlarına ve 3.kişilere yaptığı kazandırmalar, kendisinin ölümünden sonra mirasçılar arasında husumete kadar gitmekte ve dava konusu olabilmektedir.
Bu makalede, miras bırakan kişinin sağlığında kendi malvarlığı üzerinde yakınlarına veya 3.kişilere yapmış olduğu kazandırmaların geri alınması konusunda, mirasçılara tanınan haklardan bahsedeceğiz.
MAKALEDE ADI GEÇEN TERİMLER
Miras: Bir kimsenin ölümü ile mirasçılarına geçen Özel Hukuk İlişkilerinin tümüdür.
Miras bırakan: Ölümü ile,kendisine ait özel hukuk ilişkilerinin hukuki akibetinin düzenlendiği kişiyi ifade eder.
Mirasçı: Miras bırakanın terekesi üzerinde Külli Halef sıfatı ile hak sahibi olan kişidir.
Tereke: Miras bırakanın şahsına bağlı olmayan,bütün hukuki ilişkilerini anlatan bir kavramdır.
Tenkis: Miras bırakanın yaptığı bazı ölüme bağlı ve sağlar arası kazandırmaların saklı payları ihlal ettikleri (tasarruf oranını aştıkları) oranda etkisizleştirmeleridir.
Denkleştirmenin Miras Hukukunda Yeri Nedir?
Denkleştirme, Miras bırakanın, Kanuni mirasçılardan bazısına, diğerleri aleyhine, sağlığında yaptığı bazı kazandırmaların terekeye geri verilmesidir. Böylece söz konusu kazandırmalar terekenin paylaştırılmasında hesaba katılmış olacaktır. Denkleştirmenin amacı, kanuni mirasçılardan bazısının, miras bırakandan zamanında elde ettiği özel çıkarı-bu yüzden terekenin değeri azaldığından almasaydı doğacak duruma göre paylaştırma yapmaktır. Örneğin Babanın, Üç çocuğundan birisine, karşılığını almadan, sağlığında belli bir para vererek, örneğin 100 bin lira vererek, iş kurmasını sağlaması sonrasında,babanın ölümü üzerine terekesi paylaşılırken: diğer iki çocuk, saklı paylarına tecavüz oranı ile bağlı olmaksızın ve tenkis davası açmaları gerekmeksizin, MK .669/11 gereğince, menfaat sağlayan kardeşlerinden 100.000 TL yi tam olarak terekeye iade etmesini, paylaşmanın buna göre yapılmasını isteyebileceklerdir.
Şayet bir kazandırma denkleştirmeye konu ise, olduğu gibi (tümüyle) terekeye iade edilecektir. Denkleştirmeye konu kazandırmalar sadece miras bırakanın sağlığında yaptığı (sağlar arası) kazandırmalardır. Denkleştirme yükümlüsü kanuni mirasçılardır. Yani vasiyet alacaklıları, atanmış mirasçılar, miras bırakanın ölümü anında herhangi bir sebeple kanuni mirasçılık sıfatını kaybedenler, denkleştirme yükümlüsü ve alacaklısı olamazlar. Zira denkleştirmenin amacı kanuni mirasçılar arasındaki miras paylaşımını adil hale getirmektir. Denkleştirme kurumunun işlemesi için, miras bırakanın en azından iki kanuni mirasçı bırakarak ölmesi gerekir. Denkleştirme borçlusu, miras bırakanın ölümü anında kanuni mirasçı sıfatına sahip olan ve kural olarak denkleştirmeye tabi kazandırmayı almış bulunan kişidir. Denkleştirme alacaklısı olabilecek kişiler, sadece miras bırakanın ölümü anında onun kanuni mirasçısı sıfatına sahip olanlardır. Atanmış mirasçılar ve miras bırakanın ölümü anında çıkarılma, yoksunluk, feragat veya ret sebebiyle mirasçı sıfatını kaybetmiş sayılanlar, denkleştirme alacaklısı olamaz.
Denkleştirmeye tabi kazandırmalar en çok bağışlama biçiminde yapılanlardır. Bunların dışında miras bırakanın çocuğuna iş kurması örneğin dükkan, yazıhane, muayenehane açması, taksicilik yapması için araba alması diğer bir deyişle kuruluş sermayesi vermesi tipik kazandırmalardır. Miras bırakan kızına da kuruluş sermayesi vermiş olabilir. Ayrıca alt soya verilen paralar da, bu maksatlarla kullanmak üzere verildiği hususunda anlaşmış olmaları kaydıyla, alt soya doğrudan verilen paralar veya sair mallar da kuruluş sermayesidir. Çeyiz, borçtan kurtarmak,malvarlığı devri, denkleştirmeye tabi kazandırmalara örnektir. Eğitim ve öğretim masrafları, olağan hediye ve evlenme giderleri kanunen denkleştirmeden muaf tutulan kazandırmalardır.
Mirasta Denkleştirme Davası
Denkleştirme alacaklısı yasal mirasçıların, bir dava ile, bu haklarını tanıtmaları ve denkleştirmeyi sağlamaları gerekmektedir. Bunun için öncelikle tespit davası açılmalı, denkleştirme konusu şeyin verilmesine yönelik eda davasının ise, ancak paylaştırma yani mirasın paylaşılması aşamasında açılabileceği, bunun da mirasın paylaşılması aşamasının sonuna kadar açılması gerektiğini, belirtmek isteriz.
Sonuç
Bütün bu açıklamalar ışığında denkleştirmenin amacı, fakirleşen tarafı, zenginleşenle aynı seviyeye getirerek, bir denge kurmak olmaktadır. Diğer bir deyişle, mirasçılar arasında, mirasın açılmasından sonra, maddi yönden oluşabilecek her türlü dengesizliğin, bu kanuni kurumla giderilebileceğini söylemek isteriz.