Vergi Kabahat, Suç ve Cezaları
Vergi, devletin, kamu giderlerini karşılamak üzere, egemenlik gücüne dayanarak,zora dayalı olarak tek taraflı belirlediği ve somut karşılığı olmayan parasal ödemeleri ifade eder. Vergi Hukuku da devlet ile mükellef arasında kurulan bu vergi ilişkisinin hukuki dayanaklarını inceler. Vergi Hukuku bir Kamu Hukuku dalıdır ve Mali hesap disiplini içinde yer alan bir hukuk dalı olduğu için, mükellefler çoğu kez içinden çıkılması zor durumlarda kalabilmekte ve nasıl bir müeyyide ile karşılaşacaklarını bilmemektedirler. İşte bu yüzden makalemizde, özellikle mükelleflerin sık sık karşılaştıkları, Vergi Usul Kanununda yer alan kabahat ve suçları, özellikle Vergi ceza ve Usulsüzlüklerinin sebeplerini ve bunlara uygulanacak yaptırımları, anlaşılabilir bir dille anlatmaya çalışacağız.
Vergi Kabahatı ve Suçları
Yükümlülüklerini yerine getirmeyen mükelleflerin eylemlerinin kabahat ve suçları oluşturması durumunda cezalandırılmaları söz konusudur. Esasen cezanın temelinde caydırıcılık amacı yatar.
Genel Ceza hukukunda, suçlar için hapis cezası, kabahatler için ise para cezası öngörülür. Suçların cezası mahkemeler(adli yargı)tarafından verilir, kabahatlere uygulanacak ceza ise vergi idaresi tarafından belirlenir.
Vergi kabahatlerini; vergi ziyaı, genel usulsüzlük ve özel usulsüzlük olmak üzere 3 başlık altında incelemekteyiz.
1- VERGİ ZİYAI
Vergi Ziyaı, mükellefin ödevini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesini ifade eder. Bu tanım mükellefin zamanında beyanname vermemesi ve eksik beyanda bulunması durumudur. Ticari,Zirai veya serbest meslek kazancı elde eden bir mükellefin, beyanname süresi geçtiği halde kazançları için beyanname vermemesi,Vergi Ziyaını oluşturacaktır.Yine kestiği vergileri, stopajları, süresi geçtiği halde vergi dairesine bildirmeyen sorumlunun eylemi de,Kabahat teşkil eder.Bunun yanında Beyanname verilse bile gelirin veya verginin eksik gösterilmesi de, Kabahat oluşturur.
Vergi Ziyaının oluşması, yukarıda açıkladığımız ödevlere uymamanın, vergi ile ilgili Tarh döneminden sonra tespit edilmesi anlamına gelir. Şöyle ki; Tarh dönemleri her verginin kendi yasasında belirlenmiştir. Örneğin Gelir vergisine tabi olan Ticari kazançlarda Tarh dönemi, gelirin elde edildiği takvim yılını izleyen Mart ayıdır. Kabahatin oluşması için vergi ziyaının varlığı yeterli görülür, mükellefin burada kasıtlı davranışı aranmaz. Vergi ziyaının cezası para cezasıdır ve alınacak para cezası, ziyaa uğratılan verginin bir katıdır.2005 yılına kadar para cezalarına gecikme faizi de uygulanırken, Anayasa Mahkemesi kararı ile faiz uygulama kaldırılmıştır.Kural olarak kayba uğratılan verginin 1 katı olarak belirlenen vergi ziyaının miktarı iki durumda farklılık arz eder.Birincisi vergi Usul Kanununun 359.maddesinde yazılı fiillerle yani kaçakçılık suçu ( sahte belge veya naylon fatura kullanmak gibi) oluşturması durumunda, ceza miktarı 1 katı değil 3 katı olarak uygulanır yani mükellefe verilecek ceza miktarı 1 lira yerine 3 lira olacaktır.Mükellefin beyanname süresini geçirdiği böyle durumlarda pişmanlık dilekçesi vererek cezanın tamamından kurtulma imkanı da vardır.
2- USULSÜZLÜK
Usulsüzlükle ilgili kabahatler, vergi kanunlarının şekle ve usule ilişkin hükümlerine uyulmaması şeklinde ortaya çıkar. Usulsüzlüğü vergi ziyaından ayıran fark, vergi ziyaı Tarh döneminden sonra ortaya çıkan kabahate konu fiilleri ifade ederken, usulsüzlükte tarh dönemi öncesi veya sonrasının önemi yoktur.Fiil yasadaki tanıma uyuyorsa, kabahat oluşur.Bunlardan genel usulsüzlüğe giren ,vergi ve harç beyannamelerinin zamanında verilmemesi,tutulması zorunlu defterlerden herhangi birinin tutulmaması,defter kayıtlarının noksan,usulsüz veya karışık olması,işe başlamanın zamanında bildirilmemesi,onayı zorunlu defterlerden herhangi birinin,kanuni sürenin sonundan 1 ay geçmesine rağmen Tasdik ettirilmemesi, 1.derecede genel usulsüzlük suçunu oluşturur.
2. derece genel usulsüzlüklere ise Vergi kanunlarında yazılı bildirimlerin zamanında yapılmaması (işe başlama ile bildirme hariç),Vergi karnesinin süresinin sonundan itibaren 15 gün geçmesine rağmen alınmamış olması, onaylanması zorunlu defterlerden herhangi birinin onayının geç yapılması, Vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve belgelerin yasadaki şekil ve içeriğe uygun olmaması, bazı evrak ve belgelerin bulunmaması veya ibraz edilmemesi fiilleri,hesap veya işlemlerin doğruluk veya açıklığını bozmamak şartıyla,2.derece genel usulsüzlük suçu kabul edilmiştir.
GENEL USULSÜZLÜKLERE VERİLEN CEZALAR
Genel usulsüzlüklere verilecek ceza, Vergi Usul Kanunun 352. maddesinde, Kanuna bağlı cetvele göre olup, ceza, maktu olarak belirlenmiştir. Cetvelde ceza miktarları, suçun, 1.veya 2.derecede usulsüzlük olması ve usulsüzlüğü yapan kişinin kimliğinin esas alındığı şekilde uygulanır. Usulsüzlük fiillerinin re’sen takdir edileceği durumlarda gösterilen cezalar 2 kat artabilmektedir.
ÖZEL USULSÜZLÜK
Özel Usulsüzlüğe Fatura, Serbest Meslek Makbuzu, gider pusulası, müstahsil makbuzu verilmemesi,alınmaması gibi kabahatler girer ve bunlar için uygulanacak ceza belgede yazılması gerekli tutarın %10 undan az olmamak üzere, Maktu para cezasıdır.
Vergi Suçları ve Cezaları
1- KAÇAKÇILIK
Kanun kamu düzenini bozan bazı vergi suçlarına, para yerine veya para cezası ile birlikte hapis cezaları da öngörmüştür. Vergi suçları; Kaçakçılılık, Vergi mahremiyetini ihlal ile mükellefin özel işlerini yapma suçlarıdır. Kaçakçılık suçlarından defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar,çift defter kullanma,defter,kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler, içerik ve miktarı gerçeği yansıtmayan belgeler (50 TL lık satışı faturada 300 TL göstermek) gibi eylemlerin cezası 18 aydır ve para cezasına çevrilemez ancak hapis cezası ertelenir.
Defter kayıt ve belgeleri yok eden veya yerine yeni yaprak koyanlar, naylon fatura veya sahte belge düzenleyenler, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar.
Maliye Bakanlığı ile anlaşmalı kuruluşların basabileceği belgeleri, Bakanlıkla anlaşması olmayanların basması veya bilerek kullanmaları durumunda suça verilecek ceza, 2 yıldan 5 yıla kadar hapistir.
Yukarıda sayılan suçlarla birlikte vergi ziyaı da ortaya çıkarsa, bu suçlara hapis cezasına ek olarak, vergi ziyaı cezası da uygulanır.
2 - VERGİ MAHREMİYETİNİ İHLAL
Vergi işlem ve incelemeleri ile uğraşan memurlar, vergi mahkemelerinde görevli olanlar, vergi yasalarına göre oluşturulan komisyonlara katılanlar ve vergi işlerinde görev alan bilirkişiler, Vergi Mahremiyetine uymak zorunda olan kişilerdir. Bu kişiler görevleri sebebi ile öğrendikleri; mükellef ve mükellefle ilgili kimselerin şahıslarına, hesaplarına, işlerine, işletmelerine, mesleklerine ilişkin sırları açıklayamaz kendileri ve 3.kişilerin yararına kullanamazlar. Vergi mahremiyetine uymayanlara 1 yıl ile 7 yıl arasında değişen cezalar uygulanabilmektedir.
3 - MÜKELLEFİN ÖZEL İŞLERİNİ YAPMA
Vergi işlemleri ve incelemelerinde görev alanlar ve vergi mahkemelerinde görevli olanlar mükelleflerin hesap, yazı ve diğer işlerini ücretsiz de olsa yapamazlar. Bu suçu işleyenler, Türk Ceza Kanununun görevi Kötüye kullanma suçuyla ilgili 257.maddesine göre cezalandırılırlar. Verilecek ceza altı aydan 2 yıla kadar hapis cezasıdır.
Vergi mahremiyetini ihlal ve Mükellefin özel işlerini yapma suçlarına verilecek hapis cezaları, para cezasına çevrilebilir.
Yukarıda sıraladığımız Kabahat/suç ve cezalarla ilgili bazı ortak düzenlemeler vardır. Bunlardan pişmanlık, Yanılma-Mücbir sebep,cezalarda indirim ile suçun ve cezanın Zamanaşımına uğraması durumları, cezanın kesilmediği veya azaldığı durumlardır.
Cezanın Arttırıldığı durum ise, Tekerrür halidir. Tekerrür bir şeyi tekrar etmek anlamını taşır.Bu durum daha önce kabahat işleyip ceza alan bir kimsenin, belli bir süre içinde yeniden kabahat işlemesi halinde daha ağır ceza almasını gerektiren bir uygulamadır.
İştirak hali, kaçakçılık suçunda söz konusudur. Kaçakçılık suçuna birden fazla kişinin katılmaları durumunda söz konusudur. Her bir fail için aynı suçtan, aynı miktarda ceza öngörülür. Cezanın yaptırımı ise, Türk Ceza Kanunun 37-41.maddeleri arasında belirtilmiştir.